Hemen her insan belli zamanlarda ya da tehlike anlarında endişe ve panik hissine kapılır. Bu tamamen içgüdüsel ve doğal bir tepkidir. Panik atak bu anlarda hissedilen duygu yoğunluğu veya fazlasının ne zaman olacağı tahmin edilemeyen ve de tekrarlayan atakların tanımıdır. Endişe veya stres yoğunluğuna bağlı gelişen her kriz bir çeşit panik atak olarak değerlendirilmemelidir. Dolayısıyla “panik atak nedir?” sorusu yalnızca ne olduğu ile ilgili değil, ne olmadığı ile de ilgilidir. Bu yazımızda panik atak üzerine yaptığımız araştırmalardan edindiğimiz bilgilere yer verdik. Ve dolu dolu yanıtlamak üzere aynı soruyu tekrar sorduk;
Panik atak nedir?
Halk arasında panik bozukluk adı ile de bilinen panik atak, gerçek bir tehlike veya elle tutulur bir neden olmamasına rağmen şiddetli fiziksel belirtiler ile kendini belli eden yoğun bir korku atağıdır. Şiddetine göre kişinin gerçekten korkmasına neden olabilecek hislere neden olabilir. Örneğin, şiddetli bir panik anında kişi kalp krizi geçirdiğini veya öleceğini sanabilir. Bu, pek çok insanın hayatında bir kez olsun yaşadığı ve duygu yoğunluğuna bağlı meydana gelen bir çeşit duygu seli tepkimesi gibi görünebilir. Panik atağın en ayırt edilebilir özelliği ise tam da bu nokta ile ilgilidir. Panik bozukluk veya panik atak, bir tetikleyicisi olmadan tekrarlayan ve ne zaman gerçekleşeceği tahmin edilemeyen ataklar ile karakterizedir. Yaşamı tehdit edici bir durum değildir ancak tedavi edilmedikçe belirtileri daha şiddetli olabilir. Dolayısıyla da kişinin zamanla daha kötü ataklar yaşamasına ya da yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Ek olarak, Mental Bozuklukların Tanısal ve istatiksel Kılavuzunda (The Diagnostic and Statistical Manual of Mantal Disorders, kısaca DSM) panik atak, ani başlayan ve dakikalar içerisinde zirveye ulaşan yoğun korku ve rahatsızlık hissi olarak tanımlanmıştır.
Panik atak belirtileri nelerdir?
Panik atak, sempatik sinir sistemi tetikleyici etkileri gösteri bir durumdur. Sempatik sinir sistemi, vücudu gerilime hazırlayan, stresli bir durum ile etkinleşen veya bir tetikleme ile vücutta meydana “savaş ya da kaç” sisteminin tanımıdır. Panik atak, atağın şiddetine ve yükseliş seyrine göre stres duygusunun yanı sıra çeşitli zihinsel ve fiziksel semptomları beraberinde getirir. Yaygın panik atak belirtileri şunlardır;
- Üşüme
- Terleme
- Karın ağrısı
- Nefes darlığı
- Göğüs ağrısı
- Baş dönmesi
- Ateş basması
- Genel titreme
- Ağız kuruluğu
- Mide bulantısı
- Boğulma hissi
- Baygınlık hissetme
- Kulaklarda çınlama
- Ölüme yakın olma hissi
- Çok hızlı nefes alıp verme
- Parmaklarda karıncalanma
- Uyuşma veya iğne batması hissi
- Dehşet hissi ya da ölüm korkusu
- Gerçeklikten kopma (derealizasyon)
- Kendinden kopma (depersonlizasyon)
Tipik olarak ataklar 10-20 dakika arası sürme eğilimindedir. Ancak bazı uç vakalarda bu süre 60 dakikayı bulabilir. Panik atak belirtilerinin genellikle erişkinlik dönemindeki (25 yaş civarı) bireylerde ortaya çıktığı gözlemlenir. 14 yaşın altındaki kişilerde nadiren karşılaşılır. Her insan panik atağı farklı şekilde yaşayabilir dolayısıyla belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterme eğilimindedir. Bazı ataklar kişide yeni bir atağın gelmesine karşı aşırı derecede korku ve endişe hissinin oluşmasına neden olabilir. Bu hisler panik atak gelişimine dair tetikleyici olabilir. Tedavi en çok da bu noktada önemlidir. Bir atağın, diğer atak için tetikleyici olması kişide ve atakların meydana gelişinde bir döngüye neden olabilir. Bu atakların meydana geliş süresi açısından olumsuz etkileri olan bir faktördür.
Aynı zamanda panik atak, kalp krizi gibi önemli sağlık sorunları ile benzer özelliklere sahip olabilir. Kişinin panik atak mı yoksa kalp krizi mi geçirdiğini tam olarak anlayıp, ayırt edebilmesi oldukça düşük bir ihtimaldir. Yani panik atak yaşadığını sanan biri aslında kalp krizi geçiriyor olabilir veya tam tersi kişi kalp krizi geçirdiğini sanırken aslında panik atak geçiriyor olabilir. Dolayısıyla özellikle de önemli sağlık problemleri ile benzer belirtileri olan panik ataklar göz önünde bulundurulduğunda, teşhis ve tedavinin panik atak için farklı açılardan da faydası olduğunu söyleyebiliriz.
Panik atak için risk faktörleri nelerdir?
Panik atak, her insanda hayat boyunca ortaya çıkma ihtimali olan psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Kişide panik atağın ortaya çıkma olasılığı çeşitli faktörler ile ilişkilidir. Panik atak için en yaygın risk faktörleri şunlardır;
- Boşanma.
- Cinsel saldırı altında kalmak.
- Çocuk yaşlarda istismara uğramak.
- Bazı ilaçlar ve bazı antidepresan ilaçlar.
- Çok sevilen birinin kaybı gibi ağır duygusal travmalar.
- Sakinleştirici ilaçların aniden bırakılması panik atağı tetikleyebilir.
- Kafein, sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin kullanımı panik atak sıklığını artırabilir.
- Beyinde bulunan GABA, serotonin, noradrenalin gibi maddelerdeki dengesizlikler panik atak nedenleri arasındadır. Tedavisinde ya da psikiyatride kullanılan ilaçlar bu maddelerdeki dengeyi sağlar.
- Çeşitli anatomik bozukluklar panik atak gelişimini kolaylaştırabilir. Örneğin, beyin sapında bulunan mavi nokta (lokus ceruleus) olarak adlandırılan bölgenin görevini tam olarak yapmaması sürekli korku hali yaşanmasına neden olabilir.
- Kişilik yapısı özellikleri de panik atak nedenleri arasındadır. Çekingen, histerik, borderline ve obsesif kompülsif kişilik özelliklerine sahip insanlarda panik atak görülme ihtimali daha yüksektir.
Panik atak nasıl tedavi edilir?
Panik atak tedavisinde genellijle hem psikoterapi uygulamalarına hem de ilaç tedavisi yöntemlerine başvurulur. Bilişsel davranış terapi (BDT), psikolojik müdahalelerin başında yer alır. Bilişsek davranış terapi uygulamaları ile temel olarak kişinin kendi deneyimlerinden öğrenmesi hedeflenerek panik atak belirtilerinin farkındalığı sağlanır. BDT uygulamalarının başarılı seyretmesi sonucunda kişi panik atak sırasında kendisini daha rahat hissedebilir. Tedavi öncesi kendisini sakındığı ortam ve davranışlar konusunda daha rahat davranabilir. İlaç tedavisi ise panik atak belirtileri ve kişinin genel sağlık durumuna göre reçete edilen ilaçların uygulanması durumudur. Bazı durumlarda doktor tarafından birden fazla ilaç kombinasyonu ile tedavi yöntemine gidilerek etkinliklerinin artırılması sağlanabilir. İlaçların etkinliği genellikle kullanılmaya başlandıktan sonraki birkaç hafta içerisinde ortaya çıkar. Birçok ilaçta olduğu gibi panik atak tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar da bir takım yan etkiler için risk taşır. Dolayısıyla kullanıma başlamadan ve kullanımı sonlandırmadan önce kesinlikle bir uzman desteği alınması önemlidir.
Ek olarak, panik atak için uygulanacak tedavilerin yanı sıra gevşeme ya da solunum egzersizleri de oldukça faydalıdır. Panik atak esnasında meydana gelen nefes alışverişlerin yüzeyselleşmesi ve sıklaşması (hiperventilasyon), atak ile ilişkişi korku ve endişe hislerinin kötüleşmesine neden olur. Kişinin solunum veya gevşeme egzersizlerine hakim olması veya atak esnasında derin nefes alıp verme tekniklerini uygulaması meydana gelen belirtilerin kontrol altına alınması konusunda fazlasıyla etkili olabilir. Derin nefes egzersizlerine ek olarak kas gevşetme egzersizleri de atak esnasında vücutta oluşan tepkilerin kontrol altında tutulması açısından faydalı olabilir.
Velhasıl
Panik atak karşısında dimdik durabilmek için gerekli olan en doğal güç kaynağı, düzenli egzersizdir. Egzersiz yapılan esnada beyindeki kimyasal maddeler arasında denge sağlanır ve endorfin miktarı artış gösterir. En basitinden yürüme veya yüzme gibi hafif egzersizler ile salgılanan endorfinler bile duygu durumunuzu olumlu yönde etkileyebilir. Psikoterapi, panik atak tedavisinde son derece önemli bir yere sahiptir. Ancak uygulanacak terapi yönteminin verimliliği açısından da, kişinin kendisini tedavi oldukça yani zamanla değil de daha en başından güçlü hissetmesi açısından da asıl önemli olanın şu olduğunu düşünüyorum; esas şifa, kendimiz için severek yapabileceklerimizde gizlidir. Bana kalırsa, tedaviyi geciktirip aksatmamak olumlu bir seyir halindeyken kişisel olarak bazı girişimlerde bulunup her bir derin nefes alışı ile biraz daha iyi hissetmek bahsettiğim gizli şifanın bir musluğu olabilir. Velhasıl, önce gerçekten iyi olmayı istemeli sevgili okur. Sağlıcakla kalın. 🙂