Uzun uçak yolculuklarındaki potansiyel riskler

  • 21 Ekim 2020
  • 0
  • 169 kez okundu

Uçak, hızlı, pratik ve de güvenli olması sebebi ile günümüzün en sık kullanılan ulaşım araçlarından biridir. Ve uçuşlar, bir kısmına aşina olduğumuz bazı riskler barındırıyor. Uçak yolculukları genellikle kısa sürdüğü ve yolcu konforu esas alındığı için sevilir. Bizzat ben de çileli otobüs, araç vb. ulaşım araçları yerine ne olduğunu anlamadan varmak istediğim yerde olmayı seviyor ve uçak tercih ediyorum. Ama bazı rotalar var ki uçak yolculukları 8, 10 ve daha uzun saatler sürebiliyor. Az önce de belirttiğim gibi (o belirtmek de değil, direkt bağırmak oldu, birkaç cümle kadar susamadım hemen ikide attı kendini parmak uçlarımdan) uzun uçak yolculuklarının sağlık açısından bazı riskleri bulunuyor. Böyle planlarınız yoksa bile her yolcunun bilmesi gerekli görülen riskleri ve onları önlemenin yollarına bir göz atmak isterseniz, ekranınızı biraz kaydırabilirsiniz.

Sıvı kaybı

Uçak kabinlerindeki nem oranı genellikle %20’den azdır. Bu kuru havanın bir de az oksijen ile birleşmesi sıvı kaybına neden olabilir. Kahve veya alkollü içecekler idrar söktürücü etkileri sebebi ile sıvı kaybını hızlandırır. Dolayısıyla kısa uçuşlar için fazla bir etkisi olmasa da uzun süreli uçuşlar için aynı şey geçerli değil. Bol sıvı kaybettiğiniz bir uçuşun sonunda daha asabi, daha yorgun ve daha dağınık dikkatli olabilirsiniz. Bunları önlemenin en basit yolu, uçuş öncesi ve esnasında bolca sıvı tüketmektir. Uçuş esnasındaki ikramlar, bence de bazen çok cezbedici olabiliyor.  Ama ilerleyen saatlerde başınızın ağrımasını istemiyorsanız tercihinizi sudan yana yapmanız daha sağlıklı olacaktır.

Enfeksiyon

Uçak yolculuklarında yaşanan sıvı kaybı, mukus tabakasının kurumasına neden olur. Mukus tabakasının kuruması ise bağışıklık sisteminizi olumsuz yönde etkiler. Birçok insan ile aynı havayı saatlerce solumak, ortak alanları paylaşmak uçuşların enfeksiyon riskini artıyor. Elbette uçaklar her uçuş öncesi temizleniyor ve temizlenir. Ancak yine de önlem almış olmak için kemer tokası ve katlanır masa gibi yerleri kullanmadan önce silebilirsiniz.

Derin toplardamar pıhtılaşması

Uzun uçak yolculukları, genellikle alt bacaklardakiler olmak üzere damarlarda kan pıhtılaşmasına neden olabilir. Genel risk grubunda,

  • hamileler
  • fazla kilo problemi olanlar
  • ailesinde böyle bir rahatsızlığı olanlar
  • doğum kontrol hapı kullananlar ve
  • hareketsiz bir yaşantıya sahip olanlar

bulunuyor. Bunu engellemenin en sağlıklı yolu, 2 saatte bir koridor boyunca yürüyüş yapmaktır. Ancak etrafınızdaki insanları rahatsız etmek istemiyorsanız, ayaklarınızı koridora veya mümkünse koltuk altına doğru uzatmak ve bileklerinizi küçük yuvarlaklar çizerek oynatmayı deneyebilirsiniz.

Radyasyon

Uçak yolculuğu yapan her insan, kansere ve üreme bozukluklarına sebep olduğu (Dünya Sağlık Örgütü tarafından) onaylanmış kozmik iyonlayıcı ışınlara maruz kalır. Işınların etkisi oldukça az olduğu için sıradan bir yolcunun risk altına olduğu söylenemez. Ancak sık yolculuk yapan kabin ekibi, radyasyona fazlasıyla maruz kalır. Dolayısıyla kabin ekibinde ve hamileyseniz, kısa süreli uçuşların olduğu bir uçuş programınızın olması faydanıza olacaktır.

Acil durumlar

Uçak yolculukları, çok sık uçuş yapan insanların bünyelerinde bile gerginliğe neden olur. Bunun bir de sıvı kaybı, alçak hava basıncı, düşük oksijen veya nem gibi olumsuzluklar ile birleşmesi kötü sonuçlar doğurabilir. Öncesinde veya bugününde riskli bir durumu olanlar ve özellikle de yaşlı yolcular için uzun uçuşların pek de sağlıklı olduğu söylenmez. Uzun uçuşlar, kalp ve damar rahatsızlıklarını tetikleyebilir, baş dönmesi ve bayılmaya neden olabilir. Böyle rahatsızlıklarınız yoksa da her ihtimale karşı uzun bir yolculuğun öncesinde doktorunuz ile görüşmenizde var.

Velhasıl

Elbette hızlı ve konforlu ama illa sağlıklı uçuşlar 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: